Hayatın içinden yeni sesler ve düşüncelerle tekrar merhaba
Biraz gecikmeli oldu ama ne yaparsın yazı duygu işi. Hemen ilham gelmiyor, desem de bu işin bahanesi.
Merhaba canlarım.
Bugün biraz duygusal olacağız.
Dün teyzemle telefonla konuştum. “Bunda ne var?” diyebilirsiniz.
Teyzem yaşlı ve ağır hasta. Eniştemin nasıl ilgilendiğini, kendisine nasıl sevgiyle baktığını anlatınca yüreğim kabardı. Bunun farkı bir erkeğin karısına olan muhabbeti. Bunu sesimin ulaştığı kişilerle paylaşmam lazım dedim.
Benim için önemli değer olan teyzem ve eniştem.
Eniştem yıllarca memurluk yaptı, şimdi de hayatını memur emeklisi olarak devam ettiriyor. Her emekli gibi hayatı zorluklarla sürdürüyor. Bununla ilgili ayrıntıya gerek yok sanırım. Hayatları boyunca hep kıt kanaat geçinen birçok aile gibi.
Emeklilerin durumunu yazmakla devam etmeyeceğim.
Bir adamın ailesine, hasta eşine bakarken sabırla, fedakar ve vefakar bir şekilde sevgiyle nasıl yardımcı olduğunu anlatacağım.
Teyzemin kocası, günümüzde benzeri az bulunan insanlardan.
Benim erkeklerde az rastladığım özelliklere sahip.
Teyzemin üç çocuğu var, üçü de anne ve babalarına saygılı evlatlar oldular.
Ne var ki hastalık başka bir şey. Teyzem önceleri kalp, şeker ve tansiyon hastasıydı. Zamanla yaşının da ilerlemesiyle bu hastalıkların tetiklemesiyle nefes almasını da zorlaştırdı.
Hastalığın ileri aşamalara ulaşmasıyla cihazlara bağlanmadan nefes almaz hale geldi. Önceleri günde bir saatlik bağlanmalar yeterli geliyordu. Bu arada esas hastalıklarına yönelik de tedavisi sürüyordu. Gördüğü tedavilerle düzeleceğini beklerken şu an günün yarsını solunum cihazına bağlanarak geçirir bir aşamaya ulaştı.
Bu zorlu süreçte eniştem hayatın bütün iş yükünü üstlenmeye başladı, tamamen koşulsuz, tamamen içten kopup gelen sevgiyle.
Bu arada evlatları da destek veriyorlar ama herkes çalışıyor gerektiği kadar yardımcı olamıyorlar.
Bu zorlu yolda sevgiyle sahiplenerek yapıyor. Bizler bile bir an gelir daralırız, sıkılırız, söyleniriz belki. Yükü tamamen üzerine alan eniştem, karşısındakine “Ben sana bunu yapıyorum” diye değil tam tersine üstlendiklerini karşısındakine hissettirmeden yapıyor.
“Seni her şekilde kabul ettim, seni her şekilde sevdim, seni her şekilde başımın üstünde taşırım” dercesine yapan bir insan.
Aynı zamanda bir gün bile can sıkmayan bir gün bile of demeyen bir adam canı gönülden yapan bir eş.
Ben bu insanın hiçbir zaman kızdığını görmedim, öfkeli olduğuna, sert konuştuğuna şahit olmadım.
Bazen enişteme “Sen sinirlerini mi aldırdın” diye sorardım.
İyi bağlama çaldığını çevresindeki herkes bildiğinden, bir araya geldiğimizde “Enişte hadi sazını al bir türkü çal. Hem çalar hem söyleriz kendimizce eğleniriz” derdik. Bir kez olsun bile nazlandığını hatırlamam.
İleri yaşlarda teyzemle bu kadar sabırla sevgiyle ilgileneceğini düşünemezdik. Tabii ki yaşayarak öğreniyoruz her şeyi.
Ben uzakta olan biriyim, bütün uzakta olanlar gibi ben de telefonla konuşabiliyorum.
Teyzeme telefonla konuşmak da yasak. Birkaç cümle konuşabiliyor. Ben daha ziyade aileden ve eniştemden bilgi alıyorum.
Bazen komşuları yardıma gelelim diyorlarmış. Eniştem onlara zahmet olmasın diye “Ben yapabildiğim sürece yaparım” diyerek teşekkür edip teklifi geri çeviriyormuş.
Öyle ki eniştemle ilgili akrabaların hepsinden aynı övgüleri alıyorum. Hemen hepsi “Böyle insan az gelir bu dünyaya” diyorlar.
Bir nefes diyoruz. Nedir ki bir nefes? Bunu kaybedince ne kadar değerli olduğunu anlıyoruz.
Bir nefes alabilmek, bir kolunu kaldırırken bile nefes alabilmenin kıymetini ben teyzemin yaşadıklarına bakınca anlıyorum.
Her şey aslında bir nefes için. Esasına bakınca bu hayat da bir nefeslik değil mi?
Canlarım!
Sevdiklerinize bir nefes kadar yakın olun. Ben burada teyzem ve eniştem olarak yazıyorum. Nerede hasta ve onlara sevgiyle bakan her kim varsa tüm kalbimle onları tebrik ediyorum. Tüm dualar onların olsun diyorum.
Dünyaya geldiysek yaşayıp göreceğiz
Canlarım, sevdiklerinizi hasta olunca değil her zaman canı gönülden sevin.
Malum yaşarken uzun olan hayat, zaman geçince bir nefes kadar kısa oluyor maalesef.
Biz insanlar bu hayatın daima öğrencisi değil miyiz?
Farklı yerlerde doğsak da farklı yerlerde yaşasak da farklı kültürle büyüsek de nerede olursak olalım kalplerimiz sevdiklerimiz için çarpar.
Şu kısa hayatı sevdiklerimizi kırmadan kırılmadan incitmeden yaşayabilmek olsun bir nefes.
Biraz hüzünlü oldu canlarım ya.
Sadece teyzemle konuştuktan sonra eniştemin çabalarını candan davranışlarını anlatmak geldi içimden.
Herkesin etrafımda eniştem gibi güzel insanların olmasını diliyorum.
Umarım yaşayacağımız her gün bir öncekinden güzel olur.
Gayem sizleri üzmek değildi güzel kalpli bir insanı paylaşmaktı.
Canlarım şimdilik hoşça kalın.
Deniz YILMAZ