Beş Yılını Dolduran Kira Sözleşmelerinde Artış Nasıl Belirlenir?

Kira sözleşmeleri, ev sahipleri ve kiracılar için büyük önem taşırken, özellikle beş yılını dolduran kira sözleşmelerinde kira artışının nasıl belirleneceği konusu merak ediliyor. Yeni düzenlemelerle birlikte TÜFE sınırı kalkarken, emsal kira bedelleri devreye giriyor. Peki, bu süreç nasıl işliyor?

TÜFE Değil, Emsal Kira Bedelleri Belirleyici Olacak

Normal şartlarda kira artışları, TÜİK’in açıkladığı TÜFE oranına göre belirleniyor. Ancak kira sözleşmesi beş yılını doldurduğunda bu durum değişiyor ve artık kira artışları emsal kira bedellerine göre belirleniyor.

Emsal kira bedelleri, aynı bölgede, benzer özelliklere sahip konutların kira değerleri baz alınarak hesaplanıyor. Bu yöntemle, kira bedelleri piyasa koşullarına uygun hale getiriliyor.

Taraflar Anlaşırsa Süreç Kolaylaşıyor

Ev sahibi ile kiracının karşılıklı anlaşarak yeni kira bedelini belirlemesi en ideal çözüm. Eğer taraflar makul bir artış oranında uzlaşırsa, sözleşme yeni şartlarla devam eder. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, artış oranının piyasa değerleriyle uyumlu olmasıdır. Aksi takdirde kiracı, aşırı yüksek kira artışlarına itiraz edebilir.

Anlaşma Olmazsa Mahkeme Süreci Başlıyor

Taraflar arasında anlaşmazlık yaşanması halinde Sulh Hukuk Mahkemesi devreye giriyor. Mahkeme, bölgedeki emsal kira bedellerini ve mülkün fiziksel özelliklerini inceleyerek adil bir kira bedeli belirliyor. Bu süreç boyunca kiracı, mahkeme kararına kadar eski kira bedelini ödemeye devam edebiliyor.

Ancak mahkeme, yeni kira bedelini belirledikten sonra kiracı, geriye dönük farkları da ödemekle yükümlü olabiliyor. Bu nedenle, uzun süren mahkeme süreçleri kiracılar için ek maliyet oluşturabilir.

Sonuç: Adil Bir Denge Önemli

Beş yılını dolduran kira sözleşmelerinde kira artışı, TÜFE yerine emsal kira bedellerine göre hesaplanıyor. Bu nedenle ev sahipleri ve kiracıların piyasa koşullarını göz önünde bulundurarak hareket etmeleri önemli. Karşılıklı anlaşma, uzun ve masraflı mahkeme süreçlerinin önüne geçebilir.

Bu süreçte hem kiracıların hem de ev sahiplerinin haklarını bilmesi, piyasadaki kira bedelleri hakkında bilgi sahibi olması ve mümkünse uzlaşarak çözüm üretmesi en sağlıklı yöntem olacaktır.

ABTO Gayrimenkul Genel Müdürü Hüseyin Sal'ın Baret Dergisinde yer alan yazısından yararlanarak hazırlandı.