6.2 büyüklüğündeki İstanbul depremi, vatandaşları bir kez daha “güvenli yaşam alanı” arayışına yöneltti. Şehir dışına çıkma planları yapanlar, arsa ya da tarla satın alarak tiny house veya prefabrik ev yaptırma yolunu seçiyor. Ancak uzmanlar, her deprem sonrası artan bu ilginin kötü niyetli kişiler tarafından istismar edildiğini vurguluyor. Hayali ilanlar, yanıltıcı bilgiler ve hukuki eksikliklerle yapılan satışlar ciddi mağduriyetlere neden olabiliyor.
Arsa mı, tarla mı aldığınızı mutlaka öğrenin
Gülistan Alagöz'ün Hürriyet'te yer alan haberine göre alım yapmadan önce gayrimenkulün niteliği mutlaka öğrenilmeli. Kadastrosu yapılmış, belediye tarafından imara açılmış yerler “arsa” olarak tanımlanırken, henüz imar planı olmayan toprak parçaları “tarla” ya da “arazi” statüsündedir. Her arsa yapılaşmaya uygun değildir. Bu nedenle alım yapmadan önce tapu kaydında şerh ya da beyan olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Özellikle tarla tapusunda yer alan “tarım arazisidir” beyanı, orada yapılaşma iznini sınırlayabilir. “İleride imara açılır” gibi sözlü vaatlere güvenilmemeli, ilgili belediye ve tapudan mutlaka yazılı bilgi alınmalıdır.
Tarlaya tiny house ya da prefabrik yapı konur mu?
Sıkça karşılaşılan bir yanılgı da, “tarlaya küçük bir ev yapılabilir” düşüncesidir. Tarlanın beş dönümden küçük olması durumunda yapı izni verilmez. Beş dönüm ve üzerindeki tarlalarda ise maksimum 250 metrekarelik ve iki katı geçmeyen bir yapı yapılmasına izin verilir. Ayrıca yapının yola en az 25 metre cephesi olması gerekir.
Tiny house ya da prefabrik yapılar da aynı kurallara tabidir. Elektrik, su ve kanalizasyon bağlantısı istenmesi durumunda bu yapılar “inşaat” olarak değerlendirilir. Sadece elektrik ve su istemeyen, tekerlekli tiny house’lar teknik olarak yapı sayılmadığı için bu sınırlamaya girmez. Ancak bu kullanım biçimi de kalıcı yaşam için uygun değildir.
Hisseli tapuda büyük risk: Herkes sizin alanınıza karışabilir
Arsa ya da tarla alırken en güvenli yol, tam mülkiyet ile satın alma yapmaktır. Hisseli tapularda ise dikkat edilmesi gereken çok sayıda risk bulunur. Hissedarlar arasında kullanım anlaşması yapılmamışsa, yüzde 1 hisseye sahip kişi bile tüm arsanın kullanımına ortak olabilir. Bu da inşa sürecinde büyük sorunlara yol açabilir.
Fiili taksim ya da amaca özgüleme sözleşmeleri yapılmadıkça yapı inşa etmek, hissedarlardan bağımsız hareket etmek mümkün değildir. Özellikle tarım arazilerinde hisseli satışlar noter kanalıyla yapılamaz ve geçersiz sayılır. Bu konuda alım yapmadan önce mutlaka uzman görüşü alınmalıdır.
Panikle alım yapmayın, kapora dolandırıcılığına dikkat edin
Deprem sonrası yaşanan panik havası, bazı kişileri hızlı alım kararlarına yöneltiyor. Ancak uzmanlar, özellikle yerinde görülmemiş taşınmazlar için kapora gönderilmemesi konusunda uyarıyor. Sözlü bilgilere güvenilmemeli, ilanlardaki düşük fiyatlar mutlaka sorgulanmalı ve belediyeden yerin imar durumu hakkında bilgi alınmalıdır.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Komite Başkanı Hakan Akdoğan, “Her deprem sonrasında arsa ve tarla arayışları artıyor. Ancak geçmişte yaşanan dolandırıcılık vakaları tekrar etmesin diye vatandaşların çok dikkatli olması gerekiyor” diyerek vatandaşlara şu tavsiyelerde bulundu:
“Kapora isteyen ilanlara karşı dikkatli olun. Sözlü bilgilere güvenmeyin, tapu ve belediyeden resmi bilgi alın. İmarlı arsada satış vaadi sözleşmesi noterden yapılmalıdır. Yoksa adi yazılı sözleşmeler geçersiz sayılır.”