Köy yerleşme alanı, köylerde yapılaşmanın planlı ve sağlıklı şekilde yürütülmesi için hayati bir kavram. Bu alanların tespiti, ilanı ve tescili, 442 sayılı Köy Kanunu ve 3367 sayılı ek maddeler ile köy yerleşme alanı Uygulama Yönetmeliği esas alınarak yapılıyor.
Süreç, öncelikle köy yerleşme alanı tespit komisyonunun kurulmasıyla başlıyor. Komisyon, vali yardımcısının başkanlığında, Tarım ve Orman Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nden personel ile gerekli görülmesi halinde diğer uzman kurum ve kuruluşlardan temsilcilerle oluşturuluyor.
Komisyon yetkilendirildikten sonra köy yerleşme alanının belirlenmesi için saha çalışmaları başlatılıyor. Bu aşamada mera niteliği taşımayan veya hazine adına kayıtlı, tarımsal amaçla kullanılamayan alanlar öncelikli olarak köy yerleşim alanı olarak seçilebiliyor.
Tespit edilen alan, köy muhtarlığına bildirilerek ilan ediliyor. Muhtarlık 30 gün içinde itiraz etmezse karar kesinleşiyor; itiraz olması halinde komisyon ve valilik kararıyla son karar veriliyor.
Köy yerleşme alanı ilan edildikten sonra teknik planlama çalışmaları başlıyor. Bu kapsamda konut, eğitim, sağlık, yol ve park gibi sosyal donatılar için gerekli alanlar ayrılıyor, kalan alanlar parsel parsel köy yerleşim alanına dahil ediliyor.
Mera gibi alanların köy yerleşim alanına dönüştürülmesi durumunda tescil süreci Hazine adına yapılır, ardından köy tüzel kişiliği adına tescil ettiriliyor. Tüm tesciller Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğü işbirliğiyle tamamlanıyor.
Köy yerleşme alanı içindeki arsalar, ihtiyacı olan köy sakinlerine satışa sunuluyor. Satışta öncelik, köy nüfusuna kayıtlı ve beş yıldır köyde ikamet eden kişilere veriliyor. Satışlar peşin veya en fazla beş yıl taksitli olarak yapılabiliyor. Ayrıca, arsayı satın alan kişi planlanan evini yapmazsa, mahkeme kararıyla taşınmaz geri alınabiliyor.
Uzmanlar, köy yerleşme alanı planlamasının yapılmadığı yerlerde yapılaşmanın ciddi sorunlar yarattığını, sosyal donatılar ve konut ihtiyacının planlı şekilde karşılanmasının hayati önemde olduğunu vurguluyor.















