Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), inşaat sektörünün nabzını tutan “Hazır Beton Endeksi”nin 2025 Nisan ayı sonuçlarını yayımladı. Rapora göre, Faaliyet Endeksi nisan ayında bir miktar artış göstermesine rağmen sektör genelindeki zayıf görünüm değişmedi. Beklenti ve Güven Endeksleri ise hâlâ negatif bölgede seyrederken, özellikle sektöre olan güvenin düşüş eğiliminde olması dikkat çekti.
THBB tarafından her ay yayımlanan Hazır Beton Endeksi, inşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve stoklanmadan kullanılan hazır beton üzerinden sektördeki mevcut durumu ve beklentileri analiz ediyor. Endeks, inşaat ve bağlantılı sektörlerdeki hareketliliğin öncü göstergesi kabul ediliyor.
Tüm endeksler eşik değerin altında
2025 Nisan ayı verilerine göre, mart ayında kısa süreliğine eşik değerin üzerine çıkan Faaliyet Endeksi, nisanda yeniden bu seviyenin altına geriledi. Beklenti Endeksi sınırlı bir yükseliş gösterse de negatif taraftaki konumunu korudu. Güven Endeksi ise önceki ayla paralel şekilde yatay seyretti ve en düşük puana sahip endeks olarak negatif bölgede kaldı.
Raporda, Faaliyet Endeksi’nin artmasına rağmen bu durumun inşaat sektöründe ciddi bir hareketlenme yaratmadığı, genel görünümde düşük performansın sürdüğü belirtildi. Geçen yılın aynı dönemine göre yalnızca Beklenti ve Faaliyet Endeksleri yükselmiş olsa da, Güven Endeksi’ndeki gerileme, önümüzdeki aylarda sektörde güçlü bir toparlanma yaşanmayacağına işaret ediyor.
THBB Başkanı’ndan Parasal sıkışma vurgusu
Hazır Beton Endeksi sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Nisan ayında tüm endeksler eşik değerin altında kaldı. Güven endeksindeki düşüş, sektörün toparlanması açısından olumsuz bir sinyal” dedi.
Ekonomik gelişmelere de değinen Işık, Merkez Bankası’nın nisan ayında politika faizini %46 seviyesine çıkarmasının ve efektif fonlama maliyetinin %49 bandına dayanmasının piyasalarda süren parasal sıkışmayı ortaya koyduğunu vurguladı. Ayrıca, 10 yıllık borçlanma faiz oranının %35’i aşarak rekor kırması ve 5 yıllık CDS priminin 330 baz puan civarında seyretmesinin, Türkiye’nin hâlen yüksek riskli ülke kategorisinde değerlendirildiğini gösterdiğini belirtti.
S&P’nin Türkiye kredi notu görünümünü “durağan”da bırakmasının ve not artışı için Türk lirasına güvenin yeniden inşasını ön koşul olarak öne çıkarmasının da dikkat çekici olduğunu ifade eden Işık, “Türk lirasına güvenin sağlanması ve para politikasında öngörülebilirliğin tesis edilmesi durumunda inşaat sektörü yeniden ivme kazanabilir” dedi.