Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), inşaat sektörünün nabzını tutan “Hazır Beton Endeksi”nin 2025 Mayıs ayı sonuçlarını açıkladı. Rapora göre sektördeki faaliyetlerde belirgin bir artış yaşanırken, güven endeksinde son yılların en sert düşüşü kaydedildi. Faaliyet ile güven endeksleri arasındaki fark ise son 4 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
THBB tarafından aylık bazda hazırlanan endeks, inşaat sektöründeki mevcut durumu ve yakın dönem beklentilerini yansıtırken, bu ayki veriler sektör açısından çelişkili bir tabloyu ortaya koydu.
Faaliyet yükseldi, güven dibe vurdu
Mayıs ayında Faaliyet Endeksi, son aylardaki durağan seyrini sonlandırarak yükselişe geçti. Ancak aynı dönemde Beklenti Endeksi gerilerken, Güven Endeksi ciddi bir düşüş yaşadı. Bu durum, sektörün mevcut canlılığını sürdüremeyeceği yönündeki kaygıları beraberinde getirdi.
Birleşik Beton Endeksi ise faaliyetteki artışa rağmen nisan ayı seviyesinde sabit kaldı ve negatif bölgede kalmayı sürdürdü. Yıllık bazda bakıldığında, yalnızca faaliyet alanında bir artış görülürken; beklenti, güven ve birleşik endekslerde düşüş yaşanması dikkat çekti.
Yavuz Işık: “Faaliyetteki artış geçici”
Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, rapora ilişkin değerlendirmesinde, “Faaliyet artışına rağmen güvenin bu kadar keskin düşmesi, sektörün sürdürülebilir bir performans ortaya koyamayacağının açık bir göstergesi. Bu nedenle mevcut hareketliliğin kalıcı olmasını beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ekonomik gelişmelerin de sektöre etkisine değinen Işık, yüksek faiz politikaları, jeopolitik riskler ve artan inşaat maliyetlerinin, sektördeki büyümeyi baskılayan temel unsurlar olduğunu belirtti.
Işık ayrıca, “Türkiye, faiz indirimi sürecine girmediği sürece, yalnızca inşaat sektörü değil; ona bağlı tüm sanayi kolları da yavaşlama ve daralma riskiyle karşı karşıya kalacaktır” uyarısında bulundu.
Sektör dengeli büyüme arayışında
Hazır Beton Endeksi’nin ortaya koyduğu veriler, inşaat sektöründe kısa vadeli bir hareketlilik olsa da, uzun vadeli güvenin zayıf olduğunu gösteriyor. Faaliyet ve güven endeksleri arasındaki makasın genişlemesi, sektördeki yapısal sorunların sürdüğünü ve kalıcı çözüm arayışlarının önemini artırdığını ortaya koyuyor.