Türkiye’de güneş enerjisinin lokomotifi konumundaki lisanssız güneş enerjisi santralleri (GES), mevzuattaki belirsizlikler, artan maliyetler ve finansman sıkıntıları nedeniyle darboğaza girdi. Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜNEŞDER) Başkanı Mehmet Özer, 10 yılını doldurmak üzere olan yaklaşık 7 bin megavatlık kurulu güce sahip santrallerin işletme maliyetlerini karşılayamaz hale geldiğini söyledi.
YEKDEM desteklerinin sona ermesi, iletim ve dağıtım bedellerinin artması gibi etkenlerin yatırımcıyı zor durumda bıraktığını belirten Özer, “Enerji sektöründeki yabancıların yüzde 90’ı Türkiye’den çekildi. Yerli yatırımcılar ise yurt dışına yönelmek zorunda kaldı. Türk şirketlerinin yurt dışında yaptığı GES yatırımları 1 milyar doları aştı” dedi.
Yatırımcı şalter kapatıyor, sistem çöküş sinyalleri veriyor
GES yatırımlarının büyük kısmının döviz kredileriyle finanse edildiğini hatırlatan Özer, döviz kurlarındaki artışa rağmen santrallerin gelirlerinin ciddi biçimde düştüğüne dikkat çekti. Bazı santrallerin artık bekçi maaşını dahi ödeyemez duruma geldiğini belirten Özer, “YEKDEM süresi biten santrallerde, bazı saatlerde dağıtım bedeli, elektrik satış gelirinden daha fazla. Bu yüzden bazı santraller o saatlerde üretimi durduruyor” diye konuştu.
Özer, EPDK’nın 10 yıl boyunca süreceği söylenen iletim bedeli indiriminin dördüncü yılda kaldırılmasının yatırımcıya ağır darbe vurduğunu, maliyetlerin dört katına çıktığını vurguladı.
Mevcut sistem sürdürülemez: GÜNEŞDER'den iki kritik çözüm önerisi
Türkiye genelinde yaklaşık 7 bin lisanssız GES’in toplam yatırım tutarının 10 milyar doları bulduğunu belirten Özer, bu tesislerin önemli bir kısmının artık sürdürülebilir olmaktan uzaklaştığını söyledi. Bu santrallerin devre dışı kalmasının enerji arz güvenliğini tehlikeye atacağını vurgulayan Özer, “Bu tesisler kapanırsa milyarlarca dolarlık doğalgaz ithalatı yeniden gündeme gelir, iletim kayıpları artar. Kamu bu riske seyirci kalmamalı” uyarısında bulundu.
Bu sorunlara çözüm getirmek için GÜNEŞDER iki önemli proje hazırladı. İlk proje, lisanssız GES’lerin aylık mahsuplaşma yapılmasına olanak tanıyacak şekilde “5.1.h” modeline geçirilmesi. Böylece sanayiciler bu santralleri satın alarak kendi tüketimlerini karşılayabilecek ve mevcut GES’lerin atıl kalması önlenecek.
İkinci proje ise enerji depolama sistemlerinin teşvik edilmesini öngörüyor. Portekiz ve İspanya’da yaşanan geniş çaplı kesintilerin, yenilenebilir kaynakların sisteme entegrasyonundaki dengesizlikleri gözler önüne serdiğini belirten Özer, Türkiye'nin bu örneklerden ders çıkarması gerektiğini ifade etti. Özer, “Lisanssız GES’lerin enerji depolama şartıyla lisanslı sisteme entegrasyonu sağlanmalı. Böylece hem şebeke dengelenir hem de mevcut kapasite ekonomiye kazandırılır” dedi.