Çevre, Çehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, olası bir İstanbul depreminde “çok riskli” olarak belirlenen bina sayısını açıkladı. Bakan Özhaseki’nin verdiği bilgiye göre “rüzgar esse yıkılabilecek” 600 dolayında bina var.
Çevre, Çehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem nedeniyle büyük yıkımın gerçekleştiği 11 ilde gece gündüz demeden yerinde dönüşüm çalışmalarının büyük hız kazandığını söyledi.
Haber Türk Televizyonunda açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, olası büyük İstanbul depremi hazırlıkları kapsamında çok riskli binaların listesinin hazır olduğunu söyledi. Bakan Özhaseki şunları söyledi:
"Hiç kimseyi tedirgin etmek istemeyiz. Ancak bazı gerçekliği de mutlaka hem benim söylemem lazım hem de insanların gönlünün rahat olması lazım. Türkiye bulunduğu konum itibariyle Himalaya'lardan Alpler'e uzanan hatta en riskli 5 ülkeden biri. Son 100 yıl içinde 6 ve üzerindeki yıkıcı deprem sayısı tam 226. Senede neredeyse 2 veya 3 tane ya denizlerimizde ya ana karamızın üzerinde 6'nın üzerinde deprem oluyor. Her 1,5 senede bir yıkıcı deprem oluyor.
Hepimiz bilelim ki, Türkiye deprem ülkesidir. Bunu tartışmaya bile gerek yok. Deprem her tarafta her an olabilir. Sabah Ankara'daydım, Konya Kulu'da olan depremi hissettim. Halbuki Konya, Niğde, Kayseri o civar çok emin bir bölge olarak gözükür. O halde iken buralarda deprem üreten fayların olduğunu bilmemiz lazım. Türkiye resmen bir deprem ülkesidir. Ama birinci derecede ama ikinci derecede. Ama çok ama az deprem üretiyor. Böyle bir riskimiz var. Üç tane çok net riskli gördüğümüz yerler var."
İSTANBUL'DA ÇOK RİSKLİ BİNA SAYISI KAÇ?
Bakan Özhaseki şöyle devam etti:
"Üç ayak var. Birincisi Bakanlık. Bakanlık kanun koyucu, düzenleyici, destekleyici gerekirse rezerv alanı belediyeye vererek rahatlatmaya çalışan kurum. İkincisi belediyelerimiz. Belediyelerimiz en riskli bölgeleri hesaplayarak vatandaşın rızasını alıp, bakanlığa gelip bu işi yürütmesi lazım. Ben her İstanbul'a geldiğimde yaptığım toplantıda belediyelere 'Burada AK Partili değil devletin bakanı olarak görün, yeter ki hazırlık yapın, gelin ben size sonuna kadar destek vereceğim' diyorum.
Bu işin siyaseti olmaz, sonu hüsran olur. Bu işin üçüncü ayağı da vatandaş. Vatandaş 'siz herkesle anlaşın benimki kolay' diyor. Orada işler sarpa sarıyor. Burada herkesin el birliği içinde gönüllü olarak katkı sunması lazım. İstanbul'da bırakın deprem olmasını, güçlü rüzgarla yıkılacak binalar var.
İstanbul'da 600 bina çok riskli. Her sokakta bir binanın yıkılması demek trafiğin durması gerek. Bu altyapının kesilmesi manasına gelir. Mecburen doğalgazı kesersiniz, elektrikler verilmez, su akmayabilir. Kanalizasyonlar tıkanmış olur. Suyun akmadığı, elektriklerin olmadığı, doğalgazın çalışmadığı ortamda bir şehri hayal edin. Ne çıkar karışınıza? İnsanların enkazdan çıkarılma işi o kadar zor ki, binaları yapmak daha kolay."
YIKILAN BİNALARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ 2000 YILINDAN ÖNCE YAPILAN BİNALAR
Kahramanmaraş depreminde haksız eleştiriler olduğunu belirten Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:
"Efendim geç kalındı, erkenden tedbir alınsaydı böyle olmazdı diye. 250 bin binanın yıkılacağını 1 ay öncesinden öngörseniz, 250 bin bina için 20 kişi hazırlayacaksanız 5 milyon insanı hazır edeceksiniz. Bir binada neredeyse 100 kişinin çalıştığı oldu. 25 milyon insanı Kahramanmaraş depreminde hazır etmeniz gerekiyordu. Her bina için 10 tane araç bulundurmanız gerekiyorsa 2,5 milyon araç bulundurmanız lazım.
O kadar zor ki. Depremden önceki hazırlık çok daha kıymetli. Deprem olduktan sonra bu işlerin yapılabilirliği çok zor. Deprem olmadan önce depreme hazırlık için harcayacağınız miktar neyse deprem olduktan sonra harcayacağınız maliyet 7 misli. Genellikle bu binalar hangi döneme ait, niye yıkılmışlar, yüzde kaçı hangi sebeple yıkılmış diye baktığınızda büyük bölümün 2000 yılından önce yapılan binalar olduğunu rahat söyleyebiliriz."