2024 itibariyle Türkiye’de genel konut sahipliği oranının önceki yıllara kıyasla çok fazla değişmediği gözlemlenirken, düşük gelir grubundaki konut sahipliği oranı %45,8'e kadar geriledi. Bu oran, 2013 yılında yaklaşık %60 seviyesindeydi. Veriler, düşük gelir grubunda konut sahipliğinin son 11 yılda ciddi bir düşüş yaşadığına işaret ediyor.
Genel Konut Sahipliği Sabit, Ancak Eşitsizlik Artıyor
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TİK) 2024 yılı verilerine göre, toplam konut sahipliği oranı %58,5 seviyesinde sabit kaldı. Ancak gelir grupları arasındaki farkın giderek artması, konut sahipliğinde eşitsizliğin kökleştiğine işaret ediyor. Üst gelir gruplarında konut sahipliği %80’lere yaklaşırken, düşük gelir grubunda bu oran %45,8 ile son 20 yılın en düşük seviyesine indi.Düşüşün Nedenleri
Uzmanlar, düşük gelir grubundaki bu düzeydeki düşüşün temel nedenleri arasında ekonomik krizler, yükskselen konut fiyatları ve finansmana erişimde yaşanan zorlukları ön plana çıkarıyor. 2020 sonrası konut fiyatlarının özellikle çok hızlı artış göstermesi, ev sahibi olmak isteyen düşük gelirli haneler için büyük bir engel oluşturdu.Bununla birlikte, konut kredisi faiz oranlarındaki yükseklik ve kiralardaki artış, birikim yapmayı zorlaştırdı. Özellikle çalışan yoksul kesim, artan enflasyon ve sabit kalan maaşlar nedeniyle konut edinme imkânından daha da uzaklaştı.Uluslararası Karşılaştırma
OECD verilerine göre, Türkiye konut sahipliği oranında genel olarak çoğu Avrupa ülkesi ile benzer seviyelerde olsa da, gelir grupları arasındaki eşitsizlik noktasında çarpıcı bir fark yaratıyor. Birçok Avrupa ülkesinde düşük gelir gruplarının konut sahipliği oranlarında çok daha az dalgalanma görülürken, Türkiye’deki düşüş dikkat çekiyor.Politika Önerileri
Uzmanlar, konut sahipliği eşitsizliğini azaltmak için sosyal konut projelerine daha fazla kaynak ayrılması, düşük gelirli ailelere uygun faiz oranlarıyla kredi imkânı sunulması ve uzun vadeli bir konut stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu adımlar, hem düşük gelir grubunun konut edinmesini kolaylaştırabilir hem de gelir grupları arasındaki eşitsizliğin derinleşmesini engelleyebilir.Son yıllardaki eşitsizliğin artışı, konut politikasının sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorun olduğunu da gözler önüne seriyor.