Meclis’e sunulan kentsel dönüşüm yasasının “rezerv yapı alanı” gerekçesiyle vatandaşın mülküne el koymaya yasal kılıf hazırlandığı öne sürülüyor. Hazırlanan yasanın taşıdığı riskler neler? Mülkü elinden alınan vatandaşlar, başka yerlere mi gönderilecek?
Kentsel dönüşümü hızlandırmak için TBMM’ye sunulan yasa teklifinden, insanların oturduğu konut ve iş yerine el koyma maddesi çıktı. Düzenleme ile kentlerin rantı yüksek alanlarındaki gayrimenkuller “rezerv yapı alanı” ilan edilerek hak sahiplerinin elinden alınabilecek. Kanun teklifine göre, insanların konutu, parası ödenerek satın alma, trampa, ön alım yetkisini kullanma, imar ya da mülkiyet hakkının başka yere aktarılması gibi yöntemlerle elinden alınabilecek.
BU HALİYLE ANAYASA'YA AYKIRI
Sözcü Gazetesinden Erdoğan Süzer’in haberine göre, rezerv yapı alanı ilan edilen yerler boşaltılıp yerine yeni binalar yapılacak. Bu bölgede konutu, iş yeri bulunanlar, kentin başka alanlarına gönderilebilecek. Rezerv alanı ilan etmek suretiyle, deprem ya da doğal afet riski taşımamasına karşın konut ve iş yerlerinin devlet mülkiyetine geçirilmesi, bireysel mülkiyet hakkını ihlal edeceği için Anayasa'ya aykırı olarak değerlendiriliyor.
Rezerv yapı alanı, riskli yapı ilan edilen bölgelerdeki vatandaşların yerleştirilmesi için düşünülen alanlardı. Konutu ya da iş yeri dönüşüme girenler, kentin kısmen dışında kalan bu bölgelerde inşa edilecek gayrimenkullere taşınacaktı. Fakat artık sağlam binaların olduğu bölgeler de rezerv yapı alanı ilan edilip üstündeki yapılar yıkılabilecek.
Kanun teklifinin gerekçesinde bu kritik düzenleme şu şekilde savunuldu:
* “Uygulamada açılan davalarda herhangi bir taşınmazın rezerv yapı şeklinde ilan edilebilmesi için meskun mahal haricinde olması gerektiği değerlendirilmektedir.
* Halbuki yerleşim bölgelerindeki parsellerin de rezerv yapı olarak değerlendirilmesi mümkündür.”
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'NA YETKİ VERİYOR
Söz konusu düzenlemede rezerv yapı alanı, “kentsel dönüşüm yasası uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda, ‘yeni yerleşim alanı olarak' kullanılmak üzere, TOKİ'nin ya da idarenin talebine bağlı olarak resen bakanlık tarafından belirlenen alanlar” şeklinde tanımlanıyor.
Yeni kanun teklifinde ise bu tanımdan, ‘yeni yerleşim bölgesi olarak' ifadesi çıkarılıyor. Bahsi geçen değişiklik, her bir arsa, bina ya da parselinin rezerv yapı alanı olarak ilan edilmesi ve bir anlamda el konulması konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yetki veriyor.