İsviçre merkezli finans devi UBS’in yayımladığı 2025 Küresel Servet Raporu'na göre, Türkiye dolar milyonerlerindeki artış oranıyla dünya birinciliğine yükseldi. Rapora göre Türkiye’de 2024 yılı boyunca her gün ortalama 19 kişi dolar milyoneri olurken, yıllık bazda yüzde 8,4’lük bir artış yaşandı.
UBS’in bu yıl 16’ncısını yayımladığı rapor, 56 ülkenin yer aldığı küresel analizde, kişisel net servetlerin genel olarak yüzde 4,6 oranında arttığını ortaya koydu. En dikkat çekici yükseliş ise Türkiye’de yaşandı. 2023 yılında yaklaşık 60 bin dolar milyoneri bulunan ülkede bu sayı, 2024 sonu itibarıyla 67 bine ulaştı.
ABD hâlâ zirvede ama büyüme Türkiye’den yavaş
Dünya genelinde 2024 yılında 680 binden fazla yeni dolar milyoneri listeye eklendi. ABD, hâlâ toplam milyoner sayısında açık ara liderliğini koruyor. Yalnızca ABD’de geçen yıl 379 bin kişi daha milyonerler kulübüne katıldı. Bu da günlük ortalama 1.000 yeni milyoner anlamına geliyor.
İkinci sıradaki Çin ise günde 380 yeni milyonerle önemli bir büyüme sergiledi. Ancak oransal artış bakımından Türkiye, yüzde 8,4’lük büyüme ile tüm ülkeleri geride bıraktı.
BAE ve Rusya ilk 5’te yer aldı
Türkiye’nin ardından en yüksek büyüme oranına ulaşan ülke yüzde 5,8 ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) oldu. Enerji gelirleriyle öne çıkan BAE’de dolar milyoneri sayısı önemli bir ivmeyle yükseldi. BAE’yi sırasıyla Rusya, Hindistan ve Güney Afrika izledi.
Orta Doğu’da lider Suudi Arabistan
UBS’in verilerine göre, Orta Doğu bölgesinde en fazla dolar milyoneri Suudi Arabistan’da bulunuyor. Yaklaşık 340 bin dolar milyonerine sahip olan ülkeyi, 240 bin milyoner ile BAE ve 186 bin ile İsrail takip ediyor. Türkiye ise yaklaşık 67 bin milyoneriyle bölgedeki sıralamada geride kalıyor olsa da büyüme hızı açısından rakiplerini geride bıraktı.
Doğu Avrupa zirveye oynuyor
Bölgesel verilere göre 2024 yılında kişisel servet artışında en yüksek büyüme yüzde 12 ile Doğu Avrupa’da gerçekleşti. ABD yüzde 11 ile bölgesel büyümede ikinci olurken, Asya-Pasifik ile Avrupa-Orta Doğu-Afrika (EMEA) bölgeleri sırasıyla yüzde 3 ve yüzde 0.5'in altında büyüme oranlarıyla daha düşük seviyelerde kaldı.