Yeni veriler, Türkiye’de sosyoekonomik seviyeye göre şehirlerin dağılımını ortaya koydu. Endeksa’nın sunduğu verilere göre, Türkiye’de yalnızca 5 şehir en yüksek sosyoekonomik sınıflandırma olan A grubunda yer alıyor. Bu iller İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla ve Yalova olarak belirlendi.
Sosyoekonomik Gruplar Nasıl Belirleniyor?
Şehirlerin sosyoekonomik durumu değerlendirilirken
etkin yaş grubu, arsa ve emlak değerleri, konut kira ve satış fiyatları, eğitim seviyesi, hane büyüklüğü, işyeri sayısı, ATM ve banka sayıları, harcama alışkanlıkları ve yaşlı nüfus oranı gibi çeşitli kriterler göz önüne alınıyor.
Türkiye’de Sosyoekonomik Dağılım
- A+ Grubu: 3.996.693 kişi
- A Grubu: 18.193.464 kişi
- B Grubu: 18.788.687 kişi
- C Grubu: 23.217.522 kişi
- D Grubu: 20.483.779 kişi
Toplamda
A ve B grubundaki bireylerin oranı %48 olarak hesaplanırken,
C ve D grubundaki bireylerin oranı %51 olarak kaydedildi.
Türkiye’de Şehirlerin Sosyoekonomik Dağılımı
- A Grubu: İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Yalova
- C Grubu: 41 şehir
- D Grubu: 35 şehir
Verilere göre,
B grubunda herhangi bir şehir bulunmazken, C ve D gruplarında yer alan şehirlerin sayısı oldukça fazla. Bu durum, Türkiye’de sosyoekonomik açıdan gelişmiş şehirlerin sınırlı olduğunu ve büyük bir nüfusun orta ve düşük gelir gruplarında yer aldığını gösteriyor.
Türkiye’de Sosyoekonomik Farklılıklar
Bu verilere göre, Türkiye’de sosyoekonomik açıdan en gelişmiş şehirler
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük metropoller olurken, turizm ve yaşam kalitesiyle öne çıkan
Muğla ve Yalova da bu grupta yer aldı. Özellikle
arsa ve emlak değerleri, harcama alışkanlıkları ve işyeri sayıları gibi kriterler bu şehirlerin üst sıralarda yer almasını sağladı.
Sonuç
Türkiye’de sosyoekonomik dengesizlikler dikkat çekerken, A grubuna dahil olan şehir sayısının az olması, ülkenin kalkınma sürecindeki önemli faktörlerden biri olarak değerlendiriliyor. Ekonomik gelişmişlik açısından Türkiye’nin büyük şehirleri öne çıkarken, diğer şehirlerin de kalkınması için ekonomik yatırımların artırılması gerektiği vurgulanıyor.Bu veriler ışığında, Türkiye’nin gelecekteki ekonomik politikalarının nasıl şekilleneceği ve bölgeler arası kalkınma farklarının nasıl giderileceği önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek.