Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 6.7'den büyük deprem üretmeyecek kırıkları ve bu kırıkların geçmişteki deprem hareketliliğini değerlendirdi.
Kahramanmaraş Depremlerinin Ardından Deprem Tedirginliği Arttı6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olarak meydana gelen ve büyük yıkıma neden olan 7'nin üzerindeki iki deprem, 11 ilde binlerce binanın yıkılmasına ve 53 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Bu büyük felaketin ardından vatandaşlar, uzmanların deprem konusundaki uyarılarını daha dikkatle takip etmeye başladı. Son günlerde peş peşe gerçekleşen sarsıntılar da deprem kaygısını artırdı.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’dan Önemli Deprem AçıklamasıJeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, resmi X hesabından (
https://x.com/ovgunaercan) 6.7'den büyük deprem üretmeyecek kırıkları paylaştı ve şu ifadeleri kullandı:

"
Ecemiş, Erciyes, Deliler Kırıkları Büyük Deprem ÜretmezBir ucu Sivas, bir ucu Mersin olan ve Türkiye'nin ortasını kuzeyde Deliler, ortada Erciyes, güneyde
Ecemiş kırığı olarak bölen bu parçalı kırık, 1976-1982 yılları arasında İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü tarafından Nükleer Santral Güvenliği kapsamında incelenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda, bu kırıkların M6.7'den büyük deprem üretemeyeceği belirlenmiştir."
Bölgede Daha Önce Meydana Gelen En Büyük Depremler- Sivas Zara - M6.3 (1909)
- İçel (Mersin) - M5.7 (1532)
- Kayseri - M6.4 (1717)
- Develi - M6.4 (1835), M6.7 (1940)
Ercan, yapılaşmanın yıkım eşik değerinin M6.4 civarında olduğunu belirtti ve şu kritik uyarıda bulundu:"Depremde yıkımın asıl nedeni kırık hattının geçmesi değil, deprem odağından çıkan sarsıntıların etkisiyle yapıların salınmasıdır. Deprem odağına ne kadar yakınsanız, yapının sarsıntıya dayanma durumu o kadar kritik hale gelir. Yıkım; sarsıntının frekansı, zeminin yapısal özellikleri ve bina tasarımının etkileşiminden kaynaklanmaktadır."
Depreme Karşı Bilinçlenme ve Önlem ÇağrısıDepremin önlenemeyecek bir doğa olayı olduğuna vurgu yapan Ercan, halkın korkuya kapılmak yerine gerçek bilime güvenerek tedbir alması gerektiğini belirtti. Yapı ve yapılaşmanın jeofizik ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi, binaların yıkıcı etkilere karşı daha dayanıklı hale getirilmesi için hayati önem taşıyor.