TÜİK’in açıkladığı haziran ayı enflasyon verilerine göre yıllık TÜFE yüzde 35,05'e gerilerken, konut kalemindeki artış yüzde 65,54 seviyesinde gerçekleşti. Gıda ve ulaştırma gibi temel harcama gruplarında fiyat artışları yavaşlarken, konut kalemi TÜFE içindeki en yüksek artışı göstermeye devam etti. Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Hartavi, konutun barınma işlevinden çıkarak hızla bir yatırım aracına dönüştüğünü söyledi.
Mehmet Ali Hartavi, “TÜFE’deki konut kalemi kira ve kullanım maliyetlerini ölçerken, konut fiyat endeksi (KFE) satış fiyatlarını yansıtıyor. KFE verilerine baktığımızda, konut satış fiyatlarındaki artışın kiralara kıyasla daha yavaş olduğu görülüyor. Ancak bu farkın zamanla kapanacağı tahmin ediliyor.” diye konuştu.
Kiralardaki artış TÜFE'yi yukarı çekiyor
Haziran 2025 itibarıyla yıllık TÜFE yüzde 35,05 olurken, konut kalemindeki artış yüzde 65,54’e ulaştı. Bu artış, TÜFE’ye yüzde 9,22 katkı sağladı. Hartavi, konut fiyatlarındaki yükselişin kira artışlarıyla birlikte TÜFE’nin yapışkan kısmını oluşturduğunu ve enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığını belirtti.
Yüzde 25 kira artış sınırı etkisini yitirdi
11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2024 arasında uygulanan yüzde 25 kira artış sınırının, kira piyasasında geçici bir yumuşama sağladığını hatırlatan Hartavi, “Bu sınırlama döneminde kira artışları frenlendi. Ancak düzenlemenin sona ermesiyle birlikte artan talep ve yatırımcı etkisiyle kiralar yeniden hızla yükseldi.” dedi.
Faiz indirimi kira baskısını azaltabilir
Konut kredi faizlerinin düşmesinin, kira artışlarını dengeleyici bir unsur olabileceğine dikkat çeken Hartavi, “Faizler gerilediğinde konut kredisi cazip hale gelir. Hane halkı kiradan kurtulup ev sahibi olmayı tercih eder. Bu da kira piyasasında baskıyı azaltır ve enflasyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Konut: Barınma değil, stratejik yatırım
Hartavi, kurumsal yatırımcıların konutu ekonomik bir enstrüman olarak değerlendirmeye başladığını vurgulayarak, “Konut artık sadece barınma ihtiyacını karşılayan bir kalem değil, aynı zamanda ekonomik büyüklük ve yatırım aracıdır. Özellikle Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) ve Portföy Yönetim Şirketleri (PGYF) gibi kurumsal aktörlerin devreye girmesi bu süreci hızlandırdı.” şeklinde konuştu.