Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonu çok kötü bir vergi olarak nitelendirerek, özellikle sabit gelirliler açısından gelir dağılımını bozan makroekonomik bir sorun olduğunu belirtti. Bakan Şimşek, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmeyi hedefleyen bir dezenflasyon programının uygulanmakta olduğunu vurguladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonu çok kötü bir vergi olarak nitelendirerek, özellikle sabit gelirliler açısından gelir dağılımını bozan makroekonomik bir sorun olduğunu belirtti. Bakan Şimşek, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmeyi hedefleyen bir dezenflasyon programının uygulanmakta olduğunu vurguladı.
Küresel Piyasalarda Yaşanan Gelişmeler
Mehmet Şimşek, küresel piyasalardaki gelişmelerin Türkiye ekonomisine etkilerini de değerlendirdi. Şimşek, ABD'nin ekonomik durumu hakkında, "ABD'nin yumuşak inişi başarıp başaramayacağı önemli" ifadesini kullandı. Piyasalarda Fed'in faiz indirim beklentisinin arttığını ve bunun gelişmekte olan ülkeler için olumlu olabileceğini belirtti.
Enflasyonun Düşürülmesi Kararlılığı
Bakan Şimşek, enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülmesi konusundaki kararlılığını yineledi. Haziran ayında yıllık enflasyonun düşmeye başladığını ve Temmuz'daki düşüşün güçlü olduğunu ifade etti. Şimşek, "Enflasyonu biz çok kötü bir vergi olarak görüyoruz, özellikle sabit gelirliler açısından gelir dağılımını bozan makroekonomik bir sorun olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Enflasyon Hedefleri ve Beklentiler
Şimşek, enflasyonun Mayıs ayında %75'in biraz üzerinde zirve yaptığını, Temmuz ayında ise %62 civarına indiğini belirtti. 2024 yılı enflasyon hedef bandının üst kısmının %42 olduğunu, ancak yılı %40 ile kapatmayı öngördüklerini söyledi. Enflasyon beklentilerinin de iyileşmekte olduğunu vurgulayan Şimşek, "Ekim'de 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi %25'ti, bugün %19 civarında" dedi.
Risk İştahı ve Küresel Gelişmeler
Şimşek, Japonya merkezli çalkantıları yakından takip ettiklerini belirterek, gelişmekte olan bir ülke olarak risk iştahındaki gelişmelerin Türkiye'yi etkilediğini söyledi. Orta Doğu'daki krizlerin de Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri olabileceğini ifade etti.
Bütçe Disiplini ve Yatırım Çekiciliği
Şimşek, bütçe disiplininin artık Türkiye'nin DNA'sında olduğunu ve enflasyon ile cari açığı kalıcı şekilde düşürmenin öncelikli hedefleri olduğunu belirtti. Türkiye'nin büyük bir ekonomi olduğunu vurgulayarak, doğrudan yatırımların canlanması için yapısal reformların önemine dikkat çekti.
Altyapı Yatırımları ve Makro Finansal İstikrar
Türkiye'nin altyapı alanında büyük avantajlara sahip olduğunu belirten Şimşek, "Son 20 yılda 280 milyar dolarlık altyapı yatırımı yapıldı" dedi. Makro finansal öngörülebilirlik ve istikrar için kararlı bir program uyguladıklarını ifade etti.
Enflasyon Hedeflerinin Tutulması
Bakan Şimşek, enflasyon hedeflerinin tutturulması konusunda endişeleri olmadığını belirterek, "En büyük önceliğimiz enflasyonu aşağı çekip dar gelirli kesimleri, asgari ücretlimizi, emeklimizi, memurumuzu, toplumun tüm kesimlerini enflasyon sıkıntısından kurtarmak" dedi. Ayrıca, rezerv birikiminde önemli bir başarı elde ettiklerini ve cari açığın öngördüklerinden daha iyi bir seviyede olduğunu ifade etti.
Vergi Adaleti ve Kayıt Dışılık ile Mücadele
Vergi adaletinin sağlanması ve kayıt dışılıkla mücadelenin önemine vurgu yapan Şimşek, "Maliye denetimleri yoğunlaşarak artarak her sektörde devam edecek. Bizim kayıt dışılık ile mücadeleden başka çaremiz yok" dedi. Çok kazanandan ve kayıt dışı olandan vergi almak için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.
Sonuç ve Gelecek Vizyonu
Bakan Şimşek, dezenflasyon programının zorlu ancak gerekli olduğunu belirterek, "2025'te ilk rahatlamayı göreceğiz. Enflasyon düşecek çünkü para, maliye ve gelirler politikaları ona göre tasarlandı, zamana ve sabra ihtiyacımız var" dedi. Programın süreklilik ve kararlılık arz ettiğini, Cumhurbaşkanının bu konudaki kararlılığının çok değerli olduğunu ifade etti.Bu kapsamlı açıklamalarla birlikte, Bakan Mehmet Şimşek'in enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığı ve küresel ekonomik gelişmelere yönelik değerlendirmeleri Türkiye ekonomisinin geleceği açısından önemli bir perspektif sunuyor.