Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk Lirası’na geçişi teşvik etmek ve parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla makroihtiyati çerçevede önemli kararlar aldı. Bankacılık sisteminde TL mevduatın payını artırmaya yönelik yeni hedefler belirlenirken, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasında da köklü değişikliklere gidildi.
TL mevduat hedefleri güncellendi
TCMB, bankaların gerçek kişi TL mevduat oranlarını artırmalarını teşvik ediyor. Bu doğrultuda, TL mevduat oranı %60’ın altında kalan bankalara daha yüksek dönüşüm hedefleri konulurken, %60–65 arası oranı olan bankalara ise her ay %0,4 puanlık artış hedefi getirildi. Böylece bankaların TL mevduat toplama eğilimi güçlendirilecek.
KKM’de zorunlu karşılık oranı artırıldı
TL’ye geçiş sürecini hızlandırmayı amaçlayan bir diğer önemli adım ise KKM hesaplarına yönelik oldu. Zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarılarak, bu hesap türünün bankalar açısından daha maliyetli hale gelmesi sağlandı. Bu hamle, KKM’nin cazibesini azaltarak TL mevduatlara yönelimi teşvik etmeyi hedefliyor.
KKM faiz alt sınırı düşürüldü
Kur Korumalı Mevduat hesaplarına verilen faiz oranları da düzenlemeye tabi tutuldu. Daha önce politika faizinin %50’si olarak uygulanan faiz alt sınırı, %40 seviyesine indirildi. Bu adımla KKM'nin getiri avantajı sınırlanarak bireylerin TL mevduata yönelmesi bekleniyor.
Değişken faizli TL mevduatlara izin verildi
Yeni düzenlemeler kapsamında bir aydan uzun vadeli Değişken faizli TL mevduat hesaplarının açılmasının önü açıldı. TÜFE, ÜFE ve TLREF gibi endekslere bağlı değişken faizli hesaplar için tüm vadelerde %10 oranında zorunlu karşılık getirildi. Bu yenilik, enflasyona karşı korunmak isteyen tasarruf sahipleri için alternatif bir seçenek sunuyor.
Yabancı para mevduatlar için zorunlu karşılık indirimi
Son olarak, Döviz mevduatları için Türk Lirası cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı %4’ten %2,5’e indirildi. Bu düzenleme, bankaların TL yükümlülüklerini azaltarak kaynak yönetiminde esneklik sağlamayı amaçlıyor.
Merkez Bankası'nın aldığı bu kararlar, TL’nin cazibesini artırmayı ve finansal sistemdeki dolarizasyonu azaltmayı hedefliyor. Parasal sıkılaştırma sürecinin bir parçası olan bu adımların, TL bazlı mevduatların payında artış yaratması bekleniyor.