Evini günlük ya da haftalık olarak kiraya verenler ek gelir elde edebiliyorlar. Ancak yasalara göre hesaba katmadıkları bir suç işliyorlar. Bundan dolayı evleri mühürlenebilir ya da para cezasına çarptırılabilirler.
Yeni nesil ev otelciliği dünyanın pek çok ülkesinde yaygın hale gelmeye başladı. Bunu uluslararası bir zincirin parçası olarak yapmak bile mümkün.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Evinin bir bölümünü veya evinin tamamını kiraya vermek isteyenlerle buraları kiralamak isteyenleri bir araya getiren internet platformları bulunuyor. Bu platformlar aracılığıyla kiralama aylık, haftalık, günlük, hatta saatlik olarak yapılabiliyor.
Otel veya pansiyonlara göre daha ucuz konaklama imkanı sağlıyor. Dahası insanlar daha sıcak bir ortam bulduğuna inanıyor. Uygun fiyatı ve ev ortamı rahatlığı sunma sayesinde sistem giderek daha yaygın hale geliyor.
Gazete Vatan’ın haberine göre, kısa süreli ev kiralamamın ülkemizde de yaygın hale geldiğine işaret eden Tüketici Konfederasyonu (TUKONFED) Bankacılık Komisyonu Başkanı Hüseyin Ölmez bu sistemin bazı sakıncaları olduğuna da dikkat çekti. Ölmez şunları söyledi:
“Yaşanılan ekonomik sıkıntı nedeni ile gerek ev sahibinin gelir gereksinmesi, gerekse talep edenin ucuza tatil veya iş için konaklama yapması ve konaklamada herhangi bir kayıt tutulması nedeniyle, kriminal kişilerin saklanma ve saklanırken rahat konaklamasını sağlamaktadır.”
Kiracı olarak oturduğu evin bir bölümünü kiraya veren pek çok kişi bulunuyor. Ek gelir sağlamak isteyen kiracılar bu uygulamaya yöneliyor. Peki bu şeklide kiralama yamak doğru mu?
Kayıt tutulmadan yapılan kiralamaların pek çok sakıncası olduğunu söyleyen Ölmez, uygulamada herhangi bir kayıt tutulmadığı için; işlem miktarı hakkında bilgi sahibi olmanın mümkün olmadığını hatırlatarak, “Ülkemizde yasal altyapısı oluşmayan uygulamada ciddi problemler yaşanmaya başlanmıştır” dedi.
VERGİ ZARARI OLUŞUYOR
Hüseyin Ölmez’in dikkat çektiği bir başka nokta ise devlet açısından vergilendirilmeyen bir ortamın ortaya çıkması yönü oldu. Ölmez’in yabancı boyutunda ise hatırlattığı bir başka yönü var:
“Bu şekilde kiralamada vergi konusunda, sorumluluk tamamen ev sahibindedir. Genellikle uygulama bildirim dışında olduğundan, bu şekilde elde edilen gelir de vergi dışında kalmaktadır.
Bir diğer önemli husus ise; yabancıya satılan taşınmazların önemli bölümü, Kendi ülkelerinde kiraya veriliyor. Dolayısıyla kira ücreti de o ülkede kalmış oluyor.
Kira için gelen yabancı dönüşünde ‘Arkadaşımın konutunda kaldım’ şeklinde beyanda bulunuyor. Burada vergi zararımız olduğu gibi; turizm gelirlerine de olumsuz etkisi oluyor.
Bu durumun sadece vergi ve turizm gelirini olumsuz etkilemekle kalmadığını dile getiren Hüseyin Ölmez, “Asıl önemli sorun her açıdan kayıt dışında olan bu işlemimde, konaklama hizmeti alan veya alanların kimliği ile ilgilidir. Kayıt tutulmadığı, güvenlik birimlerine haber verilmediği, bu nedenle de denetim olmadığı için pek çok suçlu bu konaklama hizmetini tercih etmektedir.”
PARA CEZASI BULUNUYOR
Bu şekilde kiralamaların konutlarda ailevi sorunlara da yol açtığını hatırlatan Hüseyin Ölmez’in hatırlattığı bir başka boyutu ise işin ceza yönü oldu. Borçlar Kanunu’nu kiracılar açısından da değerlendiren Ölmez, bu şekilde kiralamaların yargıya intikal etmesi halinde para cezası ve kiralanan yerin mühürlenmesine kadar giden yaptırımların olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Kat Mülkiyeti Kanuna göre şartlar yerine getirilmezse, ruhsatsız işletme kabul edilip, taşınmaz mühürlenir ve para cezasına hükmedilir. Ayrıca; 1774 Sayılı Kimlik Bildirme Yasası gereği, evde kalan herkesin günü gününe anlık olarak kolluk kuvvetlerine bildirilmesi zorunludur. Bu işlemde genellikle yapılmamakta, güvenlik açısından ciddi riskler taşımaktadır.”