İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İSKİ aboneliklerinde yabancı abone sayısının 8 yılda yaklaşık 10 kat artarak 255 bin 985’e çıktığını açıkladı. Bu verilerden hareket eden Gökçe, “Yaklaşık 2,5 milyon yabancı yaşıyor” dedi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya geçtiğimiz günlerde, son dört ayda 112 bin 404 düzensiz göçmenin yakalandığını, bunların 48 bin 339’unun sınır dışı edildiğini belirterek “Düzensiz göçmenler yeni göç rotası arayışına girdi” demişti. Göç İdaresi Başkanı Atilla Toros da Türkiye’de 28 Eylül 2023 itibarıyla yasal olarak 4 milyon 741 bin 115 yabancı bulunduğunu, bunların 3 milyon 279 bin 152’sinin geçici koruma altındaki Suriyeliler olduğunu duyurmuştu. İBB’nin İSKİ verilerine dayandırarak açıkladığı veriler ise yabancı sayısının düzensiz göçmenlerle birlikte söylenenden çok daha fazla olduğunu gösteriyor: İki buçuk milyon.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İstanbul Su ve Kanalizasyonu İdaresi (İSKİ) su tüketim verilerine göre 2019 yılında kentte 145 bin yabancı uyruklu abone varken rakamın 2023 yılında 255 bin 985’e çıktığını bildirdi.
Buğra Gökçe’nin paylaşımları şöyle:
İstanbul'daki yabancı sayısı tek başına bir şehir olsaydı Avrupa'nın en büyük 9'uncu şehri olacaktı. Paris şehir merkezinde 2,1 milyon insan yaşarken, Viyana nüfusu 1,9 milyon, Barcelona sadece 1,6 milyon.
Yabancı uyruklu İSKİ abone sayısı 8 yılda yaklaşık 10 kat arttı.
2019 yılında 145 bin yabancı uyruklu abone varken bu sayı bu yıl 255 bin 985’e çıktı.
İstanbul'da ortalama hane büyüklüğü 3,3 düzeyindeyken, yabancı abonelerde bir çok hane birlikte yaşadığı için hanehalkı büyüklüğü 8-10 düzeyini dahi aşabiliyor.
Geçici sığınmacı, konut satışı ile vatandaşlık almış şahıslar, geçici çalışma veya ikamet izni olanlar ile kaçak göçmenler dahil toplam yabancı nüfus vatandaş nüfusumuzun yüzde 16’sına ulaşmış durumda.
350 ile 500 bin arasında konutta yaşayan yabancıların bulundukları binaların deprem ve afet riski de belirsiz. Özellikle kaçak göçmenler kayıtsız bir şekilde barındıkları için bulundukları yapıları tespit ve kontrol etmek, daha sonra da yenilemek olanak dahilinde değil.
Dünyada herhangi bir şehrin 8 yıl gibi bir zaman zarfında 2,5 milyon nüfus artışının gerektirdiği sosyal donatı, eğitim kurumları, park, rekreasyon alanı üretmesi, toplu taşıma ağını bu büyük nüfus artışına uygun geliştirmesi mümkün değil. Artan yabancı nüfus, düzensiz ve kontrolsüz göç zaten ekolojik limitlere dayanmış İstanbul'un limitlerini daha da aşındırıyor.
Hem yaşadığımız konut krizi nedeniyle hem de şehirlerimizin geleceği için yabancılara konut satışı uygulaması durdurulmalı, kaçak ve düzensiz göçle de etkin mücadele edilmesi gerekiyor.