Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası (TCMB) ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikaları, piyasalarda yakından takip edilen gelişmeler arasında yer alıyor. Özellikle TCMB'nin 2024 yılı sonunda ya da 2025 başında faiz indirimlerine başlaması olasılığı, konut ve otomobil fiyatlarına olası etkileri merak konusu. Düşen faiz oranlarının kredi maliyetlerini azaltarak tüketici talebini artırabileceği düşünülse de uzmanlar bu sürecin doğrudan ve ani fiyat artışlarına yol açmayacağı görüşünde.
Ucuz Kredi Talebi Nasıl Etkiler?
Ekonomistlere göre, faiz oranlarının düşmesiyle
kredi maliyetleri azalabilir, ancak bu durum her zaman ani bir fiyat artışı anlamına gelmez. CNBC-e’ye konuşan uzmanlar,
düşük faiz dönemlerinde özellikle konut ve otomobil sektöründe talep artışı yaşandığını, ancak mevcut ekonomik koşullarda bu etkinin sınırlı kalabileceğini belirtiyor.İktisatçı Mahfi Eğilmez, faizlerin aşamalı olarak düşürülmesi durumunda piyasada büyük bir değişiklik beklemenin doğru olmadığını ifade ediyor. Eğilmez’e göre, faizlerin yavaşça düşürülmesi, özellikle konut ve otomobil gibi büyük yatırımların fiyatlarını kısa vadede belirgin bir şekilde etkilemeyebilir. Eğilmez, faizlerin piyasalara olan etkisini sınırlandıracak yapısal reformların da yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
"Talep Patlaması Beklenmiyor"
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Atılım Murat ise Türkiye’de hala yüksek bir reel faiz oranı olduğunu ve faizlerin hızla düşmesinin beklenmediğini belirtiyor. Murat, düşük faiz oranlarının konut ve otomobil talebinde ani bir artışa yol açmayacağını, bu süreçte tüketicilerin yalnızca acil ihtiyaçlar doğrultusunda kredi kullanacağını söylüyor.Konut ve otomobil kredilerine yönelik talebin artabilmesi için faiz oranlarının yüzde 1’in altına inmesi gerektiğini vurgulayan Murat, hızlı bir talep patlamasının beklenmediğini ifade ediyor. Mevcut fiyatlar da bu süreçte büyük bir düşüş yaşamış değil.
Geçmiş Veriler Ne Söylüyor?
TCMB verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla konut kredisi faizleri yüzde 43,48, taşıt kredisi faizleri ise yüzde 49,60 seviyesinde. İhtiyaç kredisi
faiz oranları yüzde 72,24, KMH dahil olmak üzere yüzde 74,56 olarak seyrediyor. Bu oranlar, kredi kullanımını sınırlayan en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.Özellikle pandemi döneminde, düşük faiz oranlarının konut satışlarını artırdığı gözlemlenmişti. TÜİK verilerine göre, 2020 yılında faizlerin düşmesiyle birlikte konut satışları 854 bin 126’ya ulaşmıştı ve bu satışların yaklaşık yüzde 46’sı kredili konut satışlarından oluşuyordu. 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde ise konut satışlarının 672 bin 162’ye düştüğü, ipotekli satış oranının ise yüzde 9’a gerilediği görülüyor. Bu durum, yüksek faizlerin krediyle konut satın alma talebini büyük ölçüde azalttığını ortaya koyuyor.
Faiz İndirimlerinin Piyasaya Olası Etkileri
Özetle, faizlerin düşmesi kredi maliyetlerini azaltarak konut ve otomobil talebinde bir miktar artışa yol açabilir. Ancak ekonomistlerin görüşüne göre, ani bir fiyat artışı ya da talep patlaması beklenmiyor. Bununla birlikte, faizlerin indirilmesi tek başına piyasayı hareketlendirmek için yeterli değil. Türkiye’de enflasyon ve döviz kuru gibi faktörlerin de fiyatlar üzerinde etkili olduğu unutulmamalı. Uzmanlar, yapısal reformlar olmaksızın faiz indirimlerinin sınırlı bir etki yaratacağını vurguluyor.Talebin büyük ölçüde düşük faiz oranlarına bağlı olduğu konut ve otomobil sektöründe fiyatların gelecekteki seyrini belirlemek için, faiz indirimlerinin hızına ve sürecin yönetimine dikkat edilmesi gerekiyor.